Geri Dön

ingilizce deyimler (idioms) listesi

Genel

08.06.2025 11:01:45

ingilizce deyimler (idioms) listesi - SPEAXON Blog Görseli
Deyimler, bir dilin kültürel kodlarını taşır. İngiliz kültürü, mizahı ve bakış açısını anlamanı kolaylaştırır.

Break the ice – Ortamı yumuşatmak


Hit the sack – Yatmak


Piece of cake – Çok kolay


Let the cat out of the bag – Sırrı açığa vurmak


Spill the beans – Bir sırrı ifşa etmek


Once in a blue moon – Çok nadiren


Under the weather – Kendini kötü hissetmek


Kill two birds with one stone – Bir taşla iki kuş vurmak


The ball is in your court – Sıra sende, karar sende


Cost an arm and a leg – Çok pahalı


Bite the bullet – Zor bir şeyi kabullenmek


Cry over spilt milk – Olanı geri getirememek, boşuna üzülmek


Burn the midnight oil – Gece geç saatlere kadar çalışmak


Hit the nail on the head – Nokta atışı yapmak


Add fuel to the fire – Durumu daha kötü hale getirmek


Go the extra mile – Fazladan çaba göstermek


By heart – Ezbere


Get cold feet – Son anda korkmak


On the same page – Aynı fikirde olmak


Hit the road – Yola çıkmak


A blessing in disguise – Başta kötü görünüp sonradan iyi çıkan şey


Burn the bridges – Geri dönüşü olmayan ilişkiyi kesmek


Speak of the devil – İti an çomağı hazırla


Bend over backwards – Yardım etmek için çırpınmak


Kick the bucket – Ölmek (argo)


Pull someone’s leg – Şaka yapmak


It’s not rocket science – O kadar da karmaşık değil


Hit the books – Ders çalışmak


In hot water – Baş belası bir durumda olmak


Let sleeping dogs lie – Eski meseleleri kurcalamamak


Back to square one – En başa dönmek


Beat around the bush – Lafı dolandırmak


Call it a day – Günü bitirmek, işi sonlandırmak


Cut to the chase – Sadede gelmek


Face the music – Sonuçlarına katlanmak


Feel under the gun – Baskı altında hissetmek


Get the hang of it – Bir şeyi kavramak, öğrenmek


Give someone a hand – Birine yardım etmek


Hit the ceiling – Çok sinirlenmek


Jump the gun – Acele etmek


Keep your chin up – Moralini yüksek tut


Leave no stone unturned – Her yolu denemek


Make a long story short – Uzun lafın kısası


Miss the boat – Fırsatı kaçırmak


Off the hook – Sorumluluktan kurtulmak


On thin ice – Tehlikeli bir durumda olmak


Out of the blue – Hiç beklenmedik şekilde


Pull yourself together – Kendine gelmek


Rain on someone’s parade – Birinin keyfini bozmak


See eye to eye – Aynı fikirde olmak


Sit on the fence – Kararsız kalmak


Sleep on it – Kararı ertesi güne bırakmak


Smell a rat – Bir işte tuhaflık sezinlemek


Steal someone’s thunder – Başkasının başarısını gölgede bırakmak


Take it with a grain of salt – Çok da ciddiye almamak


The tip of the iceberg – Görünen kısmı, esasın küçük bir bölümü


Throw in the towel – Pes etmek


Up in the air – Belirsiz, karara bağlanmamış


Your guess is as good as mine – Ben de bilmiyorum


Walk on eggshells – Dikkatli ve temkinli davranmak zorunda olmak